10 Haziran 2020 Çarşamba

On 02:03:00 by Gülten İşcimen   No comments


FAKİR AMA GURURLU



Polonya, bin yılı aşkın bir geçmişe, zengin geleneklere, eşsiz doğal güzelliklere, çarpıcı mimariye ve zengin bir kültürel mirasa sahip çok renkli bir ülke. Mimari anıtlar, tarihi yapılar ve sanat şaheserlerini içeren geçmiş yüzyılların mirası, Polonya doğasının eşsiz zenginliği ve orijinal manzaralarıyla mükemmel bir şekilde birleşmiş. Tüm bunlar Polonya'yı tarih meraklılarından doğa maceracılarına, sanatseverlerden bilim insanlarına kadar her türlü gezgin için harika bir ülke haline getiriyor.


Varşova


Tarihi 


Polonya tarihi, bir dizi destansı tırmanış, felaketlerle çöküş ve sonra geri kazanımlar ile karakterizedir. Günümüz Polonya topraklarında Taş Devri'nden beri yerleşim yeri bulunmaktadır. Yaklaşık 2700 yıl önce Lusatian kabilesi, Alman kabilelerini takiben Keltler, sonra Baltık halkları yani doğu ve batıdan sayısız kabile bu verimli ovalara ev sahipliği yapmış. İlk Slav kabilelerinin buraya geliş tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, tarihçiler Slavların bölgeye 5. ve 8. yüzyıllar arasında yerleşmeye başladığı konusunda hemfikir. Ülkenin adı, bugünkü Poznań yakınlarındaki Warta Nehri kıyısına yerleşen bu kabilelerden biri olan Polanie'den (kelimenin tam anlamıyla, 'tarla halkı') geliyor. Kabile şefi efsanevi Piast, çevredeki dağınık grupları 10. yüzyılda tek bir politik birimde birleştirmeyi başardı. Piast’ın büyük torunu Dük Mieszko Hristiyanlığı kabul ettikten sonra, en erken Hristiyan yöneticilerin yaptıklarını yaptı ve komşularını fethetmeye başladı. 992 yılında ölümü sırasında Polonya Devleti bugünün Polonya'sına benzer sınırlar içindedir ve Gniezno'da ilk başkent ve başpiskoposluk kurulmuştur. 

16. yüzyılın başlarında Rönesans Polonya'ya geldi ve I. Zygmunt Stary ve oğlu II. Zygmunt August döneminde sanat ve bilim gelişti. Bu dönem, geleneksel olarak krallığın "altın çağı" olarak görülür. 'Kraliyet Cumhuriyeti' kralların soylulara “seçtirilme” pratiğini ifade eder, II. Zygmunt August varisi olmadan öldüğünde başlayan şüphe uyandıracak bir uygulama olmuş. Her kraliyet seçimi için, yabancı güçler seçmenlerle pazarlık ederek ve rüşvet vererek adaylarını tanıtmışlar. Bu dönemde Polonya'da en az 11 kral hüküm sürmüş ama sadece dördü yerli Polonyalıymış. 

18. yüzyılın başlarında, Polonya gerilemeye başlamış ve bu sıralarda da Rusya büyük bir imparatorluğa dönüşmüş. Rus çarları yönetimi sallanan bu ülke üzerinde sistematik olarak hakimiyet geliştirdiler ve Polonya yöneticileri adeta Rus rejiminin kuklaları haline geldiler. 

18. yüzyılın sonunda Polonya, ülkenin güçlü komşuları Prusya, Rusya ve Avusturya arasında paylaşılarak bölündü. Bölünme dönemi I. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar sürdü ve 123 yıl boyunca Polonya dünya haritalarından kayboldu. 

I. Dünya Savaşı'nda savaşın çoğu, en azından doğu cephesinde, Polonya topraklarında yapıldı ve ülkede hayat ve geçim kaybına neden oldu. Ancak bu durum paradoksal olarak, ülkenin bağımsızlığına yol açtı. Dünya Savaşı'nı resmen sona erdiren 1919'daki Versay Antlaşması’nda, yeni bağımsız bir Polonya'nın kurulmasına ve böylece 'İkinci Cumhuriyet'in doğmasına karar verildi. 

23 Ağustos 1939'da, Moskova’da ilgili dışişleri bakanları Ribbentrop ve Molotov tarafından Almanya ile Sovyetler Birliği arasında bir saldırmazlık anlaşması imzalandı. Bu pakette Hitler ve Stalin'in Polonya devletini paylaşmayı planladığı gizli bir protokol de vardı. 

Böylece Alman işgali başladı. Hitler'in politikası Polonya ulusunu yok etmek ve bölgeyi Almanlaştırmaktı. Yüz binlerce Polonyalı toplu olarak Almanya'daki zorunlu çalışma kamplarına sürgün edildi, başta entelijansiya olmak üzere manevi ve entelektüel liderliği yok etmek amacıyla tespit edilenler idam edildiler. 

Yahudiler tamamen yok edilecekti. İlk başta gettolara ayrıldılar ve hapsedildiler, daha sonra ülke geneline dağılmış toplama kamplarına gönderildiler. Kamplarda neredeyse tüm Polonya’daki Yahudi nüfusu (üç milyon) ve yaklaşık bir milyon Polonyalı öldü. Direniş, en çok Varşova'da olmak üzere çok sayıda getto ve kampta patlak verdi. 

Alman işgalinden birkaç hafta sonra, Sovyetler Birliği Polonya'ya geldi ve ülkenin doğudaki yarısını talep etti. Böylece Polonya bir kez daha bölündü. Bunu kitlesel tutuklamalar, sürgünler ve infazlar izledi ve 1939-40 yıllarında Sibirya, Sovyet Kuzey Kutbu ve Kazakistan'a bir ila iki milyon Polonyalı gönderildiği tahmin ediliyor. Almanlar gibi Sovyetler de entelektüel bir soykırım sürecini başlattı. 

Savaşın seyri, Hitler'in 22 Haziran 1941'de Sovyetler Birliği'ne beklenmedik bir şekilde saldırmasıyla değişti. Sovyetler, saldırı ile Doğu Polonya'dan dışarı itildi ve Polonya'nın tamamı Nazi Alman kontrolü altında kaldı. Führer, Polonya topraklarında derin bir kamp kurdu ve orada üç yıldan fazla kaldı. Hitler’in 1943’te Stalingrad’daki yenilgisi savaşın doğu cephesindeki dönüm noktasını işaret etti ve Kızıl Ordu o zamandan itibaren başarıyla batıya doğru ilerledi. 

II. Dünya Savaşı'nın sonunda, Polonya yıkılmıştı. Savaş öncesi nüfusun yaklaşık % 20'si olan altı milyondan fazla insan hayatını kaybetmişti ve 1939'da üç milyon Polonyalı Yahudiden sadece 80.000 ila 90.000'i savaştan sağ çıktı. Şehirler molozlardan ibaretti ve Varşova'daki binaların sadece % 15'i ayakta kalabilmişti. 

Sorunlar, üç Müttefik lider Roosevelt, Churchill ve Stalin'in Yalta Konferansı'nda Polonya'yı Sovyet kontrolüne bırakmayı kabul ettikleri Şubat 1945'te başladı. Polonya resmi olarak Sovyet kontrolü altına girer girmez Stalin yoğun bir Sovyetleştirme kampanyası başlattı. Savaş zamanı direniş liderleri Nazi Alman işbirliğiyle suçlandı, Moskova'da yargılandı ve özet olarak keyfi hapis cezasına çarptırıldı veya vuruldular. 

Polonya'da komünizmin sona ermesi, 1980'e kadar dayanışmanın sürdüğü ve Dayanışma sendikasının doğduğu uzun ve yorucu bir süreç sonunda oldu. Tersane işçilerinin 1980 yılında başlattığı grev, Polonya’nın kahramanı olarak bilinen Lech Wałęsa’nın önderliğinde özgürlük adına direnişe dönüştü ve zamanın Papa’sı II. Jean Paul’un de desteğini alarak tüm ülkeye yayıldı. 

Ekim 1982'de hükümet resmi olarak Dayanışmayı feshetti ve hapiste tutulan işçi lideri Lech Wałęsa'yı serbest bıraktı, ancak sendika çok daha küçük bir ölçekte yeraltında çalışmaya devam etti. Temmuz 1984'te sınırlı bir af ilan edildi ve siyasi muhalefetin bazı üyeleri hapishaneden serbest bırakıldı. Ancak, her halk protestosunun ardından daha fazla tutuklama devam etti ve ancak 1986 yılında tüm siyasi mahkumlar serbest bırakılmış oldu. 

Mikhail Gorbaçov'un 1985 yılında Sovyetler Birliği'ne lider olarak seçilmesi, glasnost ve perestroika programları Orta ve Doğu Avrupa'daki demokratik reformlara önemli bir teşvik sağladı. Dayanışma (Solidarnosc) hareketi komünist yönetimin 1989’da devrilmesiyle sonuçlanacak sürecin domino taşı oldu. Kasım 1990'da Dayanışma lideri Lech Wałęsa ilk serbest başkanlık seçimlerini kazandı ve Polonya Üçüncü Cumhuriyeti doğdu. 

Polonya çok geçmeden serbest piyasa ekonomisine geçti ve ABD’nin kanatları altına girdi. Aradan geçen yıllarda hızla kalkınarak gelişmekte olan ülkeler arasında yerini aldı. 1999’da NATO’ya kabul edildi. Haziran 2003'te Polonya'nın komünizm sonrası en büyük dış politika hedeflerinden biri olan AB üyeliğine katılma konusunda yapılan referandum sonucunda, Polonya 1 Mayıs 2004'te AB’ye üye oldu. 

Ülkeyi tanıyalım 

Polonya yaklaşık 312 bin km2 büyüklüğündedir ve para birimi zloty (zl)’dir. Avrupa’nın en büyük 9. ülkesi olan Polonya, 39 milyonun biraz altındaki nüfusuyla, İspanya büyüklüğünde bir ülkedir. Ancak Polonya dünyada en fazla göç veren ülkelerden biridir. Mevcut nüfusuna ilaveten yaklaşık 20 milyonun üzerinde bir nüfus Polonya dışındaki ülkelerde yaşıyormuş.

Poznan, Eski Şehir

Polonya'da Doğu ile Batı arasında her zaman kültürel bir mücadele olmuştur. Polonyalılar doğudaki Ukrayna ve Rus komşuları gibi Slav bir halktır. Yine de onların Batı ile olan tarihsel ve kültürel bağlantıları oldukça güçlüdür. Katolik Polonyalılar dini ipuçlarını ilk olarak 10. yüzyılda Batı'dan almıştır ve Batı Avrupa'da temel olan kültürel çağlar, örneğin Aydınlanma ve Rönesans, Polonya toplumunun da bir parçası olmuştur. Bu kimlik paylaşımı nedeniyle Doğu ile Batı arasındaki huzursuzluklar ve çatışmalar bu toprakları coğrafyanın ötesine geçen biçimlerde tanımlamıştır. 

Batıyla Doğunun bir karışımı olan Polonya’nın Batı  tarafı daha Cermen, örgütlü, pragmatik ve çalışkanken, Doğu tarafı daha fazla Rus yani kısaca, rahat, kültürel ve içgörüsel olma özelliğindedir. Örneğin, Berlin ve Varşova'nın tam ortasında bulunan Poznan, iş becerilerinde ve örgütsel tutumunda oldukça başarılıdır. Ukrayna'ya yakın olan eski başkent Krakow ise kültürel gücünün sanat ve eğitimle birlikte özgürce büyümesinden gurur duyuyor.

Krakow

Çok milliyetçi ve dindar olarak bilinen Polonya toplumunun yüzde 80'inden fazlası Katoliktir ve Batı Avrupa’daki komşularının çoğundan daha muhafazakardır. Polonya, tarihinin çoğunda, Almanlar, Yahudiler, Litvanyalılar, Belaruslular, Ermeniler ve sınırları içinde yaşayan diğer milletlerin bir arada yaşadığı kozmopolit bir yer olmuştur. İkinci Cumhuriyet döneminde (1919-39), halkının sadece üçte ikisi etnik Polonyalılardı. Aynı zamanda geleneksel olarak dini hoşgörü ülkesi olmuştur. Orta Çağ Avrupa'sı dini savaşlarla altüst olduğunda Polonya, Yahudi, Protestan ve Ortodoks mülteciler için güvenli bir sığınak olmuştur. Ancak bu hoşgörü, daha sonra Almanya'nın Polonya topraklarında yaşattığı hoşgörüsüzlüğü daha da korkunç hale getirdi. Bugün, Polonya etnik köken açısından oldukça homojendir ve nüfusun yaklaşık yüzde 98'i Polonyalılardan oluşmaktadır. Yahudi nüfusu II. Dünya Savaşı'ndan sonra oldukça azaldı ve bugün Polonya'da sadece birkaç bin Yahudi yaşıyor. En büyük azınlık grupları Litvanyalılar, Ukraynalılar ve Belaruslular.

Gdansk, Eski Şehir

Polonyalılar eğitim konusunda oldukça ileri seviyedeler. Okuryazarlık oranları % 100'ün biraz altında, lise ve üniversite mezunluğu oranı da % 90 civarındadır. Lehçe konuşulan ülkede büyük şehirlerdeki gençler, Almanca veya Rusça'dan çok daha fazla, akıcı ve iyi bir şekilde İngilizce konuşurlar. Leh alfabesindeki 32 harf, her kelimeye göre değişen çekimleri ve başka hiçbir dilde olmayan telaffuz biçimleriyle Lehçe dünyanın öğrenilmesi en zor dilleri arasındadır. Moda, trend ve müzik konusunda güncel gelişmeleri takip ederler. 

Polonya'nın hangi bölgesine odaklanmayı seçtiğiniz, yürüyüş, tekne gezisi ve bisiklete dayalı aktif bir tatili mi tercih edeceğinize veya müzeleri, kafeleri ve kulüpleri ziyaret etmek gibi daha kentsel tabanlı uğraşları içeren bir tatil mi tercih edeceğinize bağlı olacaktır. Polonya, aktivite odaklı bir tatil için rüya gibi bir yerdir. Baltık kıyısından engebeli Karpat Dağları'na kadar bisiklet kiralayabilir, kürek çekebilir veya yürüyüş botlarınızı giyerek güzel manzaralar eşliğinde temiz hava alabilirsiniz. Kışın da kayak yapmak mümkündür.


Krakow, Wawel Kalesi

Spor yapmak istiyorsanız, Warmia ve Masuria ve Mazovia ve Podlasie bölgelerini düşünün. Bu alanlar, bol miktarda kano, yürüyüş ve bisiklet olanakları sunan Polonya'nın göl bölgesidir. 150,000 hektarlık Bialowieza Ormanı, Avrupa’nın tarih öncesi dönemden kalan son toprakları üzerinde 800 kadar bizona ev sahipliği yapıyor. Güneydeki Karpat Dağları yürüyüş yolları ve her şeyden uzaklaşmak için gidilecek yerdir. Büyük ölçüde kırsal olan Polonya, 22 milli parkında harika vahşi doğa ve ilkel ormanlara sahiptir. Bununla birlikte, ülke belki de en iyi tarih ve mimari açıdan zengin antik kentleriyle bilinir.

Vistula Nehri'nden Torun

Kentsel tabanlı gezi için Polonya’nın büyük şehirler üçlüsü Krakow, Varşova ve Gdansk mükemmel müzeler, restoranlar ve diğer kentsel olanaklar sunmak bakımından öne çıkıyor. Özellikle Krakow, II. Dünya Savaşı'nda çok fazla hasar almadı, bu yüzden modernite ve Orta Çağ’ın eşsiz bir karışımı olarak görülüyor. Sayısız savaş, bölünme ve diğer siyasi ve sosyal türbülanslardan sonra, korunmuş ve restore edilmiş kaleler ve saraylar şimdi Polonya'nın tarihi mirasının bir parçası. Geçmişin paha biçilmez anıtları birçok yerde hasar görmeden kalabildi. Hasar görenler titiz bir özenle restore edildi veya yeniden inşa edildi. Polonya'nın her tarafına dağılmış 500'den fazla kale ve 2,500’den fazla saray vardır.

Varşova

Polonya bilim, kültür ve sanat alanında da oldukça ileri bir ülke. Tarih boyunca Polonya’ya tam 17 Nobel ödülü verilmiş. Dünyanın evrenin merkezi olmadığını söyleyen Copernicus, radyoaktivitenin mucidi iki Nobel ödüllü Marie Sklodowska-Curie, ünlü piyanist ve besteci Chopin, ayın haritasını ilk kez çizen Johannes Hevelius, ünlü yönetmenler Roman Polanski, Andrzej Wajda ve Krzysztof Kieslowski, 1981’de Mehmet Ali Ağca suikastıyla bildiğimiz Papa II. Jean Paul ve Solaris gibi önemli bazı bilim kurgu kitaplarını yazan Stanislaw Lem gibi Polonyalı ünlüler var. Johnson&Johnson, Max Factor, Fashion TV, Marks&Spencer markalarının yaratıcıları da Polonya kökenlidir. Polonyalı ünlü şair Adam Mickiewicz, 1850’lerde Osmanlı ordusuna yardım amacıyla İstanbul’a yerleşmiş. Mickiewicz, kolera yüzünden ölene kadar Beyoğlu’nda şu an müze olarak kullanılan evde yaşamış.

Wroclaw, Cüceler

Kurallar normalde Leh olmayan yabancılar için uygulanmasa da, Lehler arasında yerleşik kibar bir formalite vardır. Polonya selamlaşmasında Lehler el sıkışırlar ve üç kez yanaktan öperler. Kibar selamlama biçimi olarak bir kadının elini öpmek de sık görülür. Bir binaya girildiğinde dükkan sahipleri de dahil olmak üzere insanları dostça selamlamak ve dzien dobry (jyen do bri; iyi günler) demek gelenekseldir. Ayrılırken de, widzenia (vee dze nya; hoşçakalın) denilmektedir. Kiliselere ve manastırlara girdiğinizde saygılı davranmanız ve yüksek sesle konuşmamanız beklenir. Erkekler uzun pantolon, kadınlar omuzları kapalı ve uzun eteklerle uygun kıyafetler giymelidir. Flaşlı fotoğraftan kaçının. 

Kadeh tokuştururken na zdrowie (nah zdroh vee ya; şerefe) diyebilirsiniz. Yemeğe başlamadan önce herkese smacznego (smach neh go; afiyet olsun) dileyin ve dziekuje (jyen koo ye; teşekkür ederim) diyerek yemeği sonlandırın.

Varşova

Hırsızlık veya yankesicilik riski, Avrupa'nın diğer bölgelerine göre çok daha düşüktür, ancak toplu taşıma araçlarını kullanırken ve popüler turistik bölgelerdeyken değerli eşyalarınızı güvenli ve gözden uzak tutun. Değerli eşyalarınızı ve mücevherlerinizi otelde güvende tutmak daha iyidir. Bir hırsızlığın kurbanıysanız, derhal otelinizdeki resepsiyona veya polise bildirin. Acil durum polis numarası 997'dir. Tüm paranızı veya pasaportunuzu kaybederseniz, size en yakın konsolosluktan veya elçilikten tavsiye almanız gerekecektir. 

Taksi dolandırıcılığı nadirdir, ancak sürücünüzün taksimetreyi kullandığından emin olun. Kadın gezginler dahil yalnız gezginler ülkeyi oldukça güvenli bulacaktır. Bununla birlikte, standart önlemleri alınız, yabancılardan gelen içecekleri kabul etmeyin, sarhoşken gece yalnız yürümeyin. Suçlular bilgilerinizi okuyarak paranızı çalabilecekleri bir kamera cihazını ATM'ye ekleyebilirler. Bu nedenle her zaman güvenli ATM'leri kullandığınızdan emin olun veya mümkünse, paranızı çekmek için bankaya girin. 

İklimi 

Polonya'yı ziyaret etmek için en iyi ve en popüler zaman Haziran-Ağustos ayları arasındaki yaz aylarıdır. Haziran ve Temmuz ayları güneşli geçer, ancak nadiren yağacak yağmur için de hazırlıklı olun. Bu süre zarfında sıcaklıkların 25 C civarında olmasını bekleyin. Bölgesel farklılıklar önemsiz olacaktır. Kuzeydeki Gdansk'tan güneydeki Krakow'a ancak 1-3 derece fark edebilir. Bu dönem yaz turizmi için yılın en yoğun aylarıdır ve ana turistik şehirler olan Varşova ve Krakow gibi şehirlerde bu yoğunluğu gerçekten fark edeceksiniz. Müzeler, milli parklar ve diğer turistik yerler bu dönemde açıktır. Özellikle bayramlarda ve hafta sonlarında büyük kalabalıklar olur. 

Nisan sonu-Mayıs ve Eylül-Ekim ayları yani hava sıcaklığının halen makul olduğu ve ilkbahar/sonbahar renklerinin Polonya'yı her zamankinden daha renkli hale getirdiği bahar mevsimi de ziyaret etmek için harika bir zaman olacaktır. Hem çok kalabalıkla boğuşmayacaksınız hem de daha ılıman sıcaklıklarda gezme şansı bulacaksınız. Ancak tek dezavantajı bahar mevsiminde daha fazla yağmur yağmasıdır. Bu dönemde bazı turistik yerler kapalı olabilir veya daha kısa saatler olabilir. 

Kış döneminde, Polonya'da sıcaklık ortalama gün boyunca -1 C ve gece boyunca -5 C olduğu için oldukça soğuk olabilir. Kar yağışı yaygındır. Düşük Sezon olan Kasım–Şubat aylarında kayakçılar güneydeki tatil yerlerinde kayak yapabilir ve kış aktivitelerine katılabilir. Noel ve Yeni Yıl arasındaki hafta yoğunluk olabilir. Kış döneminde küçük şehirlerdeki müzeler ve kaleler kapalı olabilir. 

Eğlence ve Etkinlikler 

Polonyalılar partilere ve eğlenceye bayılırlar. Yaz aylarında, ülkenin dört bir yanında şehir meydanları standlar ve gece eğlenceleri ile doludur. Varşova’nın sağ kıyısı kentin eğlendiği yerdir. Wroclaw’da binlerce üniversite öğrencisi Cuma geceleri mutlaka eğlenecek bir şey bulur. Krakow’un eğlence bölgesi Kazimierz, dar sokaklarında çarpıcı eski cephelerin arkasına sıkışmış çok sayıda güzel, küçük bara ev sahipliği yapar. İş adamları ve yerel öğrenciler için bir çekim yeri olan Poznan’ın Eski Kenti, canlı barlar, kulüpler ve yemek mekanları ile doludur. Baltık kıyısındaki Sopot’ta eğlence birçok gece kulübünde ve sahilde bulunan mekanlarda sürer.


Yıl boyunca Varşova eğlence seçenekleri arasında en kaliteli klasik müzik, bale, opera, tiyatro, rock ve caz etkinliklerinin yapıldığı şehirdir. Krakow, Gdansk ve Lodz gibi büyük Polonya şehirleri de hareketli eğlence manzaralarına sahiptir. Torun'daki Baltık Devletleri Probaltica Müzik ve Sanat Festivali ve Poznan'daki Malta Uluslararası Tiyatro Festivali gibi Polonya'nın birçok harika müzik ve sahne sanatları festivaline denk gelecek şekilde bahar ve yaz aylarında seyahatlerinizi planlayın. 

Yaz aylarında skansenler yani açık hava etnografya müzelerinde Polonya'nın geleneklerini ve kültürünü görebileceğiniz halk müziği festivalleri düzenlenmektedir. 1960'ların ortalarından bu yana, Zakopane'de yaz sonunda düzenlenen Uluslararası Dağ Folklor Festivali’nde dünyanın dört bir yanından halk müziği ve dans grupları yer alıyor.


Renkli evlenme geleneklerinden bahsedelim. Ekmek ve tuzla selamlamak, gelini verandaya taşımak veya votka bardaklarını omuzdan geri atmak Polonya düğün geleneklerinden sadece birkaçıdır. Popüler Oczepiny ritüeline göre gelinin duvağını çıkarmak evli kadınların arasına kabul anlamına geliyor. Gelin veya damatla dans etmek için konuklardan para toplanan Para Dansı da yaygın bir düğün geleneğidir. 

Paskalya Pazarında yenilecek her şeye sahip olmak için Paskalya Cumartesi günü bir sepet içinde kiliseye yiyecek getirmek gelenekseldir. Örneğin az miktarda yumurta, ekmek, tereyağı gibi. Başka bir Paskalya geleneği, gelecekte mutlu bir evlilik yapmaları için kızların ıslatılmasını içeren Smingus Dyngus veya Wet Monday geleneğidir. 

Birinin evini ziyaret ettiğinizde, bizdeki gibi ayakkabılarınızı çıkarmanız ve terlik giymeniz istenirse şaşırmayın. St. Andrew Günü veya Andrzejki, Advent'ten önceki son gün ve çoğu insan, sadece yiyecek ve içecek değil, aynı zamanda kehanet anlatımını da içeren bir parti organize ederek veya bir partiye katılarak bu günü kutlar. Bir ayakkabı yarışına katılmanız, gözünüzü kapatarak gelecekteki eşinizin ismini seçmeniz veya geleceğinizi önceden tahmin etmek için soğuk su üzerine balmumu dökmeniz istenebilir. 

8 Mart'ta kutlanan Kadınlar Günü, Komünist dönemin bir kalıntısı olarak tüm kadınlar için ulusal bir tatil olarak kutlanmaktadır. 

Vize 

Polonya, Umuma Mahsus pasaport sahibi Türk vatandaşlarından vize talep etmektedir. Diplomatik, Hususi ve Hizmet pasaport sahibi Türk vatandaşları 180 gün içerisinde 90 günü aşmamak koşuluyla vizeden muaftırlar. Pasaport türü ne olursa olsun pasaportun geçerlilik süresi seyahat sonrası en az 3 ay olmalıdır. 

Polonya Schengen bölgesi üye devleti olduğu için Polonya’ya seyahat öncesinde Schengen vizesi başvurusu yapılmalıdır. Polonya Schengen vizesi C tipi kısa süreli bir vizedir ve 90 günü geçmeyecek seyahatlerde turistik amaçlı, aile ve arkadaş ziyareti, kültürel etkinlik, eğitim ve araştırma, transit geçiş amaçlı olarak talep edilebilir. Polonya’ya yapılacak seyahatin amacı başvuru yapılması gereken vize türünü de belirlemektedir. 

Polonya’ya seyahat edecek olan kişiler vize başvurularını Polonya Konsolosluğu, Polonya Büyükelçiliği ve Polonya Konsolosluğu tarafından yetkilendirilmiş kurumlar ve Vize Başvuru Merkezleri ile Turizm/Seyahat Acenteleri vasıtası ile yapabilirler.  

Türkiye’den Ulaşım 

Türkiye’den sadece THY’nin İstanbul üzerinden Varşova’ya doğrudan seferi bulunmaktadır. Bağlantılı uçuşlarla farklı şehirlerden de uçuş bulmak mümkündür. Örneğin Ukrayna’nın başkenti Kiev’e giderek buradan Polonya’nın birçok şehrine ulaşabilirsiniz. 

Varşova’daki Chopin Havalimanı'ndan merkeze gitmek için tren ya da otobüs kullanılabilir. Tren seferi tüm gün her yarım saatte bir yapılmakta ve yolculuk 20 dakika sürmektedir. Değişiklik olmadıysa bu yolculuk için 4.40 zl ödemelisiniz. Otobüsler de aynı maliyette olup tüm gün her 15 dakikada bir hareket etmektedir ve yolculuk 30 dakika sürmektedir. Taksilerin 35 zl - 50 zl arasında bir maliyeti olabilir ve 20 ila 30 dakika sürer. 

Polonya içinde Ulaşım 

Havayolu: Polonya büyük bir ülke ve bir uçtan diğer uca gitmek zorunda kalırsanız iç hatları kullanmak size zamandan tasarruf sağlayabilir. LOT Havayolları kapsamlı bir iç hat ağını işletir. Ancak şehirler arasındaki birçok uçuş Varşova bağlantısıyla düzenlenmiştir ve bağlantı saatleri her zaman uygun olmayabilir. Ryanair, Varşova ile Szczecin arasında ve Gdansk'tan Wroclaw ve Krakow'a direkt uçuşlar gerçekleştirmektedir. 

Polonya’ya uçan diğer havayollarından bazıları British Airways, Wizz Air ve EasyJet olarak sayılabilir. Seyahatinize nereden başlamak istediğinize bağlı olarak Varşova veya Krakow'a uçabilirsiniz. Muhtemelen Varşova şehrine giden daha fazla uçuş bulacaksınız. 

Tren: Polonya’nın tren ağı geniş ve uygun fiyatlıdır. Uzun mesafeleri katetmek için ana ulaşım aracınız olması muhtemeldir. Bununla birlikte, birçok küçük şehre hizmet ya zayıftır ya da yoktur. Bu durumda otobüsleri ya da otobüs ve tren kombinasyonunu kullanmak gerekecektir. 

Polonya’da çeşitli tren türleriyle tren işleten yaklaşık 10 farklı şirket vardır. Demiryolu ağında hız, maliyet ve konfor seviyesine göre farklılık gösteren birkaç farklı tren türü vardır. Tren türünü, istasyondaki ve çevrimiçi tarifelerdeki baş harflerine göre tanımlamaktalar. 

ExpressInterCity Premium (EIP): Varşova, Krakow, Katowice, Wroclaw ve Gdansk gibi büyük şehirler arasında seyahat eden, saatte 200 km'ye kadar çıkan, yüksek hızlı 'Pendolino' trenleridir. 1. ve 2. sınıf koltuk mevcuttur ve her ikisi için de rezervasyon zorunludur. Bunlar en yeni trenler ve seyahatiniz sırasında yemek istiyorsanız bir yemek vagonu var. 

ExpressInterCity (EIC): EIP trenlerinden bir tık aşağı olan modern, konforlu bu trenler, Varşova-Krakow ve Varşova-Gdansk gibi büyük şehirler arasında çalışıyor, ancak biraz daha ucuz ve yavaş. Bunlar yine de güvenli ve konforludur, bir yemek vagonu ve business class koltuklar mevcut. 1. ve 2. sınıf koltuk vardır ve her ikisinde de rezervasyon zorunludur. 

InterCity (IC): EIC trenleri gibidir, ancak daha fazla durakta durduğundan biraz daha yavaş bir hizmet sunar. Bunlar diğer iki trene göre daha ucuzdur. Elektrik prizleri gibi temel olanaklara sahiptirler. 

EuroCity (EC): Uluslararası ekspres trenleri Polonya şehirlerini diğer Avrupa şehirlerine bağlar. 

TLK (Pociąg Twoje Linie Kolejowe): Büyük şehirler arasında EIP trenlerine yaklaşan hızlarda, ancak yaklaşık % 40 daha ucuz tarifelerde çalışan düşük maliyetli ekspres trenlerdir. Bu trenler rahat olmakla beraber kalabalık olabilirler. 1. ve 2. sınıf koltuk vardır ve her ikisi için de rezervasyon gerekir. 

InterRegio (Pociąg InterRegio; IR): Bunların çoğu orta büyüklükteki şehirler arasında çalışan standart hızlı trenlerdir. IR trenlerinde normalde 1. sınıf koltuk yoktur ve koltuk rezervasyonu gerekmez. Bazen bagaj için yer olmaz ama oldukça ucuzdur. 

Regio (Pociąg Regio; Regio): Bu trenler yol boyunca tüm istasyonlarda durduklarından çok daha yavaştır. Bunlarda sadece 2. sınıf koltuk vardır ve rezervasyon gerekli değildir. 

Otobüs: Polonya karayoluyla erişilebilen hemen hemen her kasaba ve köyü kapsayan kapsamlı bir otobüs ağına sahiptir. Otobüsler genellikle kısa mesafelerdeki trenlerden daha uygundur ve bazen tren yolu uzun dolambaçlı bir yol içerdiğinde uzun mesafelerde de uygun olabilir. Otobüsler genellikle trenlerden daha ucuz ama daha yavaştır. Örneğin, Varşova'dan Krakow'a giden bir otobüs 30 zl kadar az maliyete sahip olabilir ve beş saat sürerken, en hızlı ekspres tren 2½ saat sürer, ancak 126 zl'dir. 

Servis sıklığı büyük ölçüde değişir. Ana güzergahlar için her 15 dakikada bir kalkan bir otobüs olabilirken, bazı küçük veya uzak köylere günde sadece bir otobüs gidebilir. Bilet fiyatları otobüs şirketleri arasındaki rekabet nedeniyle değişmektedir. Yüzlerce bölgesel ve özel otobüs firması vardır. Çoğu şehirde, genellikle tren istasyonunun yakınında bulunan bir ana otobüs terminali (dworzec autobusowy) vardır. Özellikle kırsal alanlardaki daha kısa yerel güzergahlara özel minibüsler hizmet vermektedir. Minibüs durakları genellikle ana otobüs terminali civarındadır. 

FlixBus / Polski firmaları ülke çapında ana otobüs operatörüdür. Ücretsiz wi-fi bulunan modern otobüsler kullanarak büyük şehirler ve kasabalar arasında hizmet vermektedirler. Şirketin akıllı telefon uygulamasını kullanarak online bilet satın alabilirsiniz. 

PKS Polonus Varşova merkezli bir şirkettir ve çoğunlukla kuzey Polonya'ya, aynı zamanda güneyde Silesia, Czestochowa, Opole ve Tarnow'a otobüs seferleri düzenlemektedir. 

Araç Kiralama: Kendi istediğiniz şekilde bir seyahat için araba kiralamak kullanışlı olabilir, ancak bazı yolların dar ve kalabalık olabileceğini unutmayın. Sağdan sürün. Araç kiralamak için pasaport, geçerli ehliyet ve kredi kartı gerekir. Şirkete bağlı olarak en az 21 veya 23 yaşında olmanız gerekir. Polonya'da tek yönlü kiralama çoğu şirkette mümkündür, ancak çoğu şirket otomobili Polonya'da tutmakta ısrar edecektir. Hiçbir şirket, arabasının doğu sınırının ötesine taşınmasına izin vermez. 

Yerel şirketler tarafından sunulan ekonomik kiralamalarda yaklaşık 185 / 695 zl günlük / hafta (sigorta ve sınırsız kilometre dahil) maliyeti olacaktır. Büyük uluslararası kuruluşlardaki oranlar çok daha yüksektir. Seyahat etmeden önce arabanızı online olarak ayırtmak genellikle daha ucuza mal olmaktadır. 

Tekne: Polonya uzun bir kıyı şeridine ve çok sayıda nehir ve kanala sahiptir, ancak yolcu teknesi hizmetleri sınırlıdır ve sadece yaz aylarında çalışır. Ana nehirler boyunca veya sahil boyunca düzenli tekneler yoktur. 

Szczecin, Gdansk, Torun, Poznan, Wroclaw ve Krakow dahil olmak üzere birçok şehirde yaz aylarında yerel nehir yolculukları düzenlenir ve birkaç sahil limanında da (Kolobrzeg ve Gdansk) deniz gezileri sunulmaktadır. Elblag'dan Frombork ve Krynica Morska'ya geziler de düzenlenmektedir. Augustow Kanalı'nın bir parçası olan Augustow bölgesinde turist tekneleri bulunmaktadır. 

Rideshare: BlaBlaCar şehirlerarası seyahat için en iyi sürüş paylaşım seçeneğidir. Ucuz, hızlı ve sürücüler onaylandığı için oldukça güvenlidir. Sürücüler genellikle geç kaldıklarından esnek planlara sahip olmalısınız. 

Şehiriçi Ulaşım: Otobüsler ve tramvaylar her şehirde dolaşmanın en yaygın yoludur. Toplu taşıma kapsamındaki otobüsler ve tramvaylar için ne kadar ileri gideceğinize bağlı olarak tek yönlü yolculuk için yaklaşık 2-5 zl ödersiniz. Günlük kart kişi başı 15 zl olup Varşova'da 3 günlük toplu taşıma kartı 36 zl'den başlamaktadır. Sadece Varşova'da bir metro sistemi vardır ve fiyatları otobüs ve tramvay ile aynıdır. 

Polonya'da bir şehir seçip gitmek istediğiniz yeri tıkladığınızda hangi otobüs numarasını veya tramvayı kullanmanız gerektiğini öğrenebileceğiniz Jakdojade web sitesi bulunmaktadır. Bu site her şehirde çalışır. Web sitesine erişebilir veya telefonunuza uygulama (Android | iOS) indirebilirsiniz. Polonya'daki hemen her şehirde dolaşmak için Uber, yerel taksilerden daha ucuz olduğu için iyi bir seçenek olacaktır. 

Krakow ve Varşova gibi bazı şehirlerde toplu taşıma araçlarına sınırsız erişim (normalde bir veya üç gün) ve müzelere ücretsiz veya indirimli erişim sağlayan turistik kartlar bulunmaktadır. Çok sayıda yer görmeyi planlıyorsanız, yerel turizm ofisine gittiğinizde bu kartlardan alabilirsiniz. Genellikle 130-150 zl arasındadır. 

Krakow, Gdansk ve Varşova gibi daha büyük şehirlerde bazı şirketler ücretsiz yürüyüş turları düzenlemektedir. Bu turlar tarih, kültür ve mimariyi öğrenirken şehri keşfetmenin harika bir yoludur. Rehbere bahşiş verilmesi genel uygulamadır. 

Konaklama 

Polonya, tüm bütçelere uygun geniş bir konaklama seçeneğine sahiptir. Krakow, Zakopane ve Gdansk gibi popüler yerler için önceden rezervasyon önerilir. Oteller, temel olandan ultra-lükse kadar çeşitli eski ve yeni yerleri kapsar ve Polonya'daki konaklama yerlerinin çoğunu oluşturur. 

Pansiyonlar (Pensjonaty), kahvaltı ve bazen yarım veya tam pansiyon sunan özel olarak işletilen küçük yerlerdir. Genellikle temiz, konforlu ve uygun fiyatlıdır. Hosteller hem gösterişli özel mülk olan hostelleri ve eski, halka açık veya belediye hostellerini içerir. Ayrıca sade, rustik dağ evleri bulunmaktadır. 

Polonya konaklama için oldukça uygundur. Hostelde kalmak istemeseniz bile, ülke genelinde gerçekten rahat ama ucuz oteller bulabilirsiniz. Konaklama pahalı olmasa da, Couchsurfing konaklama maliyetlerinizi düşürmenin harika bir yoludur. Kalmak için ücretsiz bir yer edinerek sadece paradan tasarruf etmekle kalmaz, aynı zamanda yerel bir arkadaş edinebilir ve bulunduğunuz yer hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz. 

Yeme-İçme 

Polonya, Avrupa ve Asya arasındaki tarihi ticaret yollarının kesişme noktasında yer aldığından uzak topraklardan gelen tüccarlar egzotik baharatları ve değişik mutfak fikirlerini de buraya taşıdılar. Harika lezzetlerden bazıları Polonya'da yüzyıllardır yaşayan azınlıklardan aktarıldı. Çok sayıda etki Polonya mutfağını lezzet açısından çok zengin hale getirdi. Yahudi mutfağının oryantal, tatlı ve baharatlı tadının izlerini bulmak zor değil. Litvanyalılar eti kurutma sanatını öğrettiler. Ukraynalılar köfteyi, Fransız mutfağı mükemmel tatlıları etkiledi. Yerli mutfak asillerin ve köylü geleneklerinin lezzetli bir karışımı oldu. Wieliczka ve Bochnia'daki ünlü madenlerden gelen Polonya tuzu, Polonya ormanlarından elde edilen av hayvanları ve doğal bal Polonya yemeklerinin çoğunda lezzeti artıran doğal malzemeler oldu. 

Rus, Alman, Macar ve Çek mutfakları ile harmanlanmış Polonya mutfağı diğer soğuk ülkeler gibi protein ağırlıklı bir mutfak ve oldukça lezzetli. Ana yemeklerinde domuz eti çok yaygın kullanılıyor ve çok ucuz. Özellikle domuz eti hassasiyetiniz varsa Lehçe’de domuz etine wieprzowina, dana etine wolowina denilmektedir. 

Polonya yemeklerinin patates, salatalık, pancar, karabuğday ve elma gibi geleneksel bileşenleri ülkenin uzun tarım geleneğini yansıtıyor. Kış mevsiminde yemek yapma zorunluluğu, bu mutfağın turşu, konserve, füme balık ve et açısından da zengin olduğu anlamına gelir. Mantar ve çilek gibi toplanan yabani bitkiler yemeklere benzersiz bir Polonya tarzı ekler.


Chleb (ekmek) Polonyalılar için beslenmeden çok daha fazla anlam ifade etmektedir. Ekmek, iyi bir geleceğin sembolüdür ve birçokları için kutsaldır. Hatta aynı bizdeki eski gelenek gibi bazı yaşlı insanlar ekmek yere düşerse yerden alıp ekmeği öperler. Geleneksel Polonya ekmeği çavdarla yapılır, ancak fırınlar günümüzde ayçiçeği, haşhaş ve susam tohumları, kuru üzüm ve fındık ile tatlandırılmış olanlar da dahil olmak üzere çok farklı çeşit ve tatta ekmek yapmaktadır. 

Polonya mutfağında çorba çok önemlidir. Polonya'daki her ana yemek geleneksel olarak zupa (çorba) ile başlar. Zurek çorbası, sığır eti veya tavuk suyu, domuz pastırması, soğan, mantar ve ekşi krema ile yapılır ve kwas (birkaç gün boyunca fermente edilen çavdar unu ve su karışımı) ilavesiyle ayırt edici bir tart aroması verilir. Genellikle haşlanmış yumurta veya kielbasa (Polonya sosisi) eşlik eder ve geleneksel olarak içi boşaltılmış bir somun ekmek içinde servis edilir. Domuz eti yemiyorsanız sosissiz isteyin, sosis sonradan çorbaya ekleniyor.


Zurek kadar Polonya’ya ait olmayan, Rusya ve Ukrayna'da borç çorbası olarak bilinen kırmızı pancar çorbası barszcz (veya barszcz czerwony) çorbasıdır. Ayrıca barszcz czysty (saf pancar çorbası), barszcz z uszkami (etle doldurulmuş küçük mantılı pancar çorbası) veya barszcz z pasztecikiem (sıcak et veya lahana dolgulu hamur işi ile pancar çorbası) olarak da servis edilebilir. Bunun dışında rosol (tavuk çorbası) ve salatalık turşusundan yapılan zupa ogorkowa (salatalık çorbası) değişik ve lezzetli çorbalardır.


Pierogi (Polonya ravioli) hamurdan yapılmış ve süzme peynir, patates ve soğanlı kıyma, lahana turşusu, ıspanak ve meyveye kadar herhangi bir şeyle doldurulmuş kare veya hilal şeklindeki mantılardır. Genellikle hamurlar haşlanır ve üzerine eritilmiş tereyağı eklenerek servis edilir. Pierogi, atıştırmalık veya ana yemek olarak yenebilir. Bir restoran ne kadar süslü ve lüks olursa olsun, menüsünde genellikle ucuz bir pierogi seçeneği olacaktır. 

Vejeteryan dostu olan daha popüler versiyonların çoğunda, özellikle süzme peynir, patates ve soğan vardır ve her yerde bulunan pierogi ruskie (Rus pierogi) etsizdir. Popüler seçenekler; pierogi z miesem - baharatlı kıymayla, normalde domuz etiyle; pierogi z serem - süzme peynirle; pierogi z kapusta i grzybami - lahana ve yabani mantarla; pierogi z jagodami - yaban mersiniyle; pierogi z truskawkami - yabani çilekle doldurulur.


Polonya mutfağı denilince akla ilk gelen yemek Kielbasa olacaktır. Kielbasa normalde atıştırmalık olarak veya hafif bir öğle veya akşam yemeğinin bir parçası olarak yenir, kahverengi ekmek ve hardalla servis edilir. Sığır eti ve dana eti gibi diğer etler eklenebilir, ancak genellikle domuz eti ile yapılır. Sosisler genellikle belirgin lezzetler yaratmak için sarımsak, kimyon ve diğer baharatlarla tatlandırılır. En popüler türü olan Wiejska kielbasa, domuz etinin sarımsak ve mercanköşk ile baharatlandırılmış kalın bir silindir şeklidir. Diğer çeşitler; kabanosy – açık havada kurutulmuş ve kimyon tohumu ile baharatlanmış ince domuz sosisi; krakowska - (adından da anlaşılacağı gibi, bunlar ülke çapında bulunsalar da ilk Krakow'da ortaya çıktılar) genellikle biber ve sarımsak ile terbiyeli kalın sosisler; biala - pişirilmemiş ve sonra zurek staropolski (beyaz sosisli ekşi arpa çorbası) gibi çorbalarda haşlanan ince beyaz sosislerdir. 


Noel zamanının olmazsa olmazlarından Bigos bazen İngilizceye 'avcı güveci' olarak çevrilir, lahana turşusu, doğranmış lahana ve et, domuz eti, sığır eti, av eti, sosis ve pastırma ile yapılır. Tüm malzeme karıştırılır ve düşük ateşte birkaç saat pişirilir, daha sonra birkaç kez tekrar ısıtılmak üzere bir kenara bırakılır. Fransız cassouletinde olduğu gibi, bu süreç lezzeti arttırır. Tüm operasyon birkaç gün sürer ve sonuçta ağız sulandıran bir yemek çıkar. Her ailenin kendine özgü bir tarifi vardır ve asla iki özdeş yemek bulamazsınız. Çok zaman aldığından, bigos genellikle bir restoran menüsünde olmaz. Kafelerde ve ucuz yemek mekanlarında sunulan sürüm genellikle kötüdür. Ancak Polonya festivalleri ve fuarlarında değerli varyasyonlar bulabilirsiniz.


Golabki, lahananın içine pirinç, soğan, kıyma koyulup sarılır ve domates sosu ile servis edilir. Zapiekanka, kızarmış soğanlısı, mantarlısı, mısırlısı, sosislisi ve daha birçok çeşidi vardır. Szarlotka, kremalı elmalı kektir ve Polonyalı bir klasiktir. Paczki (Polonya çöreği) ve makowiec (haşhaşlı kek) gibi birçok geleneksel tatlı da vardır. 

Marketten şişe suyu alacağınız zaman voda gazowana’nın gazlı su, voda Niegazowana’nın gazsız su olduğuna dikkat edin. 

Polonya'nın en popüler votka türü, genellikle çavdardan ancak bazen buğday veya patatesten yapılan czysta (saf) votkadır. Ünlü votka markaları arasında, Bialowieza Ormanı'ndan bizon yemi (ya da yerel şakacıların dediği gibi, “bizon çişi') olan çimlerle tatlandırılmış bir votka olan Wyborowa, Zytnia ve Zubrowka bulunmaktadır. Diğer birçok wodka çeşidi arasında; mysliwska - 'avcının votkası' anlamına gelir; pigwowka - ayva ile tatlandırılmış (çok mayhoş değil, çok tatlı değil); wisniowka - kiraz aromalı; cytrynowka - limon aromalı; pieprzowka - biber aromalıdır. Genellikle, saf votka soğutulmuş olarak servis edilir. Aromalı votkaların soğumasına gerek yoktur ve bazıları oda sıcaklığında içilir. 

Polonyalıların çok fazla yerel bira (piwo) çeşidi vardır. Başlıca markaları arasında Zywiec, Tyskie, Okocim ve Lech bulunur. Bira marketlerde, kafelerde, publarda, barlarda ve restoranlarda hemen hemen her yerde mevcuttur. Son yıllarda craft bira veya mikro bira çok artmıştır. Binden fazla farklı yerel piwo rzemieślnicze (craft bira) vardır. En ünlü Polonya craft bira fabrikaları arasında Pracownia Piwa, AleBrowar, Pinta, Doctor Brew ve Profesja bulunmaktadır. 

Şarapları çok iyi değildir ama bir istisnası vardır. Miod Pitny, yani bal şarabı içimi kolay tatlı bir şaraptır. Fıçıya konan bal miktarına göre Trojnak, Dwojnak ve Poltorak olarak 3 çeşidi vardır. 

Polonyalılar erken kalkarlar ve sniadanie (kahvaltı) 6-8 arasında yapılır. Kahvaltı, chleb z maslem (ekmek ve tereyağı), ser (peynir), szynka (jambon), jajka (yumurta) ve herbata (çay) veya kawa (kahve) içerir. Oteller ve pansiyonlar normalde bunların yanısıra salatalık ve domates, turşu ve bazen yağda yumurta, kielbasa, parowki (sosis) veya krep sunabilir. Obiad (öğle yemeği) 1-2 civarındadır ve 3-4’e kadar uzayabilir. Geleneksel olarak günün en önemli öğünüdür. Akşam yemeği (kolacja) için zaman ve menü büyük ölçüde değişebilir. 

Normalde bir restoran (restauracja) ucuz olanlarından lüks olanlarına kadar masada servis yapılan herhangi bir yeri ifade edebilir. Çoğu birinci sınıf restoranın menüsü İngilizce olabilir, ancak daha ucuz restoranlarda ne İngilizce menü ne de Lehçe dışında bir dil konuşan garson bulmayı beklemeyin. 

Daha ucuz ama genellikle güzel bir alternatif süt barlarıdır (bar mleczny). Bunlar, çoğunlukla etsiz yemeklerin çok düşük fiyatlarla sunulduğu, gösterişsiz, self-servis kafeteryalardır. İsmin 'süt' kısmı, alkolün sunulmadığı gerçeğini yansıtıyor, ancak aynı zamanda birçok vejetaryen yemek sunuluyor. Bu barlarda yaklaşık 20 zł ödeyerek doyabilirsiniz. Süt barları sabah 8 civarında açılır ve akşam 6'da kapanır. Cumartesi günleri 15:00 veya 16:00’da kapanır ve sadece çok azı Pazar günleri açıktır. Menü duvara asılır, seçiminizi yapıp kasiyere ne istediğinizi söylersiniz, sonra peşin ödeme yaparsınız, kasiyer size yiyecek dağıtan kişiye teslim edeceğiniz bir makbuz verir. Yemeğinizi bitirdikten sonra kirli bulaşıklarınızı iade edin. Süt barları çok popülerdir ve genellikle kuyruklar vardır. 

Lehçe yemek menüleri normalde zakaski (ordövr), zupy (çorbalar), dania drugie veya potrawy (ana yemekler), dodatki (garnitürler), desery (tatlılar) ve napoje (içecekler) gibi bölümlere ayrılır. Ana yemekler genellikle dania miesne (et yemekleri), dania rybne (balık yemekleri), dania z drobiu (kümes hayvanları yemekleri) ve dania jarskie'ye (vejetaryen yemekleri) ayrılır. Menüde yemeğin adı fiyatı ve özellikle süt barlarında ağırlıkları birlikte gösteriliyor. Ana yemek fiyatına normalde patates, cips ve salata gibi garnitürler dahil değildir ve bunlar dodatki bölümünden seçilmelidir. Ayrıca, standart porsiyon boyutuna sahip olmayan menü öğeleri için (en yaygın olarak balık) verilen fiyatın genellikle 100 gr için olduğunu unutmayın 

Polonya'da yemek süreci oldukça basittir ve başka herhangi bir yerde yemek yemekten çok farklı değildir. Birçok yer, özellikle açık hava kafeleri self servistir, bu yüzden kimse masanıza gelmezse, kendi yiyecek ve içeceklerinizi almanız gerektiğini anlarsınız. Garsonlu servislerde iyi hizmet için faturanın % 10'unu bahşiş için bırakabilirsiniz. 

Alışveriş 

Yerel markaların ve sokak pazarlarının yanı sıra Polonya'nın alışveriş sahnesi, çok sayıda uluslararası markaların ve mega alışveriş merkezlerinin bulunduğu diğer büyük Avrupa şehirlerindekine çok benziyor. Hoş gözüken farkı, birçok el yapımı ürünün, el sanatlarının çokça olmasıdır. Buraya özel ürünler arasında ünlü mavi ve beyaz Boleslawiec çömlekleri, boyalı ahşap oymalar, keçe şapkalar ve aksesuarlar, deri eldivenler ve seramikler bulunmaktadır. 

Polonya dünyanın en büyük kehribar (amber) ihracatçısıdır. Bu nedenle öncelikle kehribar taşından hediyelikler alınabilir. Zencefilli kurabiyeler, bizon bitkili Zubrowka Votka, Kabanosy, oscypek peyniri de alınacak diğer ürünlerdir. 

Polonya’da Gezilecek Yerler 

Polonya, görülecek çok yeri olan büyük bir ülkedir. Bu nedenle sınırlı süreye sahip gezginlerin hedeflerini dikkatlice seçmeleri gerekir. Özellikle Polonya’ya ilk kez gelen ziyaretçilerin görmek isteyecekleri yerler başkent Varşova ve ülkenin en popüler şehri Krakow olmaktadır. 

İnanılmaz bir tarihi ve UNESCO Dünya Mirası Alanları ile Polonya, aslında harika bir ülke ve gezginlerin radarından çoklukla kaçan bir yer. Güzel parklara, eski tarihi şehirlere, ucuz biraya, lezzetli yemeklere, sakin kıyı şeridine, doğa harikası ormanlara ve dağlara, müzelere, sanat şölenlerine haftalarca vakit ayırsanız yetiştiremezsiniz. Haydi kısaca bunlara bir bakalım. 

Varşova 

Varşova, Polonya'nın başkenti ve en büyük şehridir. Varşova, eski Sovyet dönemi ve çağdaş binaların çok güzel bir şekilde restore edilmiş Eski Kent'le bir arada bulunduğu, mimari tarzların büyüleyici bir karışımını sunuyor. Eski Şehir UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer almaktadır.


Hepsi de birbirinden mükemmel Varşova Ayaklanma Müzesi, POLIN Polonya Yahudileri Tarihi Müzesi, Varşova Müzesi ve Ulusal Müze'de mutlaka gezin. Ayrıca Kültür ve Bilim Sarayı'nın gözlem terasından panoramik manzarayı seyredin. Vistula'nın kıyılarında ve boyunca harika bir manzaranın bulunduğu Praga'ya doğru bir yürüyüşe çıkın. Güzel Lazienki Parkı'nda bir yürüyüş yapmanızı da şiddetle tavsiye ederim. 

Krakow 

Polonya’nın eski başkenti Krakow’un harika bir tarihi dokusu var. Hareketli üniversite hayatı, düşündürücü müzeler, nefes kesen kiliseler, harika restoranlar, geniş parklar ve Yahudi mirası manzaraları şehrin cazibesini tamamlıyor. Wawel Tepesi ve Kazimierz bölgesi ile birlikte Eski Kent bölgesi, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alıyor. Eski kraliyet başkenti Krakow, Varşova'dan çok daha küçük ama görecek çok şey var.


Eski Kent ve Wawel Kraliyet Kalesi'nde, Kazimierz ve Podgórze'nin eski Yahudi mahallelerinde gezin. Rynek Yeraltı Müzesi'ni ve St Mary Bazilikası'nı kaçırmayın. Yakın mesafede olan Wieliczka Tuz Madeni'ne veya Auschwitz-Birkenau Anıtı ve Müzesi'ne günübirlik geziler yapın. Krakow'dan yaklaşık bir saat uzaklıkta bulunan UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki Kalwaria Zebrzydowska'daki Bernardine kompleksini görün. 

Zakopane - Szczawnica - Nowy Sacz - Krynica - Muszyna - Sanok 

Krakow'dan otobüsle kolayca ulaşılabilen Zakopane dağ beldesinde başlayın. Kasabanın tarihi ahşap mimarisini ve Zakopane Tarzı Müzesi'ni gezin. Tatras Dağları'na bir yürüyüş yapın. Tatra Dağları'nın doğusunda Pieniny güzergahına gidin. Kaplıca şehri Szczawnica, doğa yürüyüşleri için iyi bir başlangıç noktası olduğu kadar bisiklet sürmek ve Dunajec Nehri'nde her zaman popüler olan rafting turu yapmak için de uygundur.

Tatra Dağları

Yürüyüş için Szczawnica'dan orta büyüklükteki Nowy Sacz kentine ya da popüler spa merkezleri olan Krynica veya Muszyna'ya gidebilirsiniz. Nowy Sacz'den uzun bir otobüs yolculuğuyla şaşırtıcı bir skansen’in (açık hava etnografya müzesi) ve 70 km Icon Trail'in ve ahşap kiliselerin bulunduğu Sanok'a gelebilirsiniz. Ahşap Kiliseler, Polonya'daki dini mimarlık dönemlerini yansıtan altı Roma Katolik kilisesinden oluşur.

Sanok
Czestohowa - Katowice - Tarnowskie Gory

Czestohowa, Hristiyanlar için önemli hac merkezleri arasında gösterilmektedir. Dünyanın en uzun papa heykeli olan, Polonya'nın Wadowice şehrinde doğan Papa II. John Paul heykeli Czestochowa'da bulunmaktadır.

Czestohowa, Papa Heykeli
Katowice Sanayi merkezinin 1970'lerin tarzındaki Rynek'e (merkezi pazar meydanı) göz atın, ardından bakışınızı kuzeydeki yekpare Hotel Katowice'ye yönlendirin. Katowice’deki Silesian Müzesi, sadece uyarlanmış tarihi kömür madeni şaftlarına sahip yeni, fütüristik binası içinde mutlaka görülmelidir.

Katowice, Silesian Müzesi
Lublin - Ostrowiec Swiętokrzyski - Lodz - Zamosc - Belzec - Bialpwieza Ormanı 

Eski Şehir bölgesine ilaveten son yıllarda görülebilecek ve yemek yiyebileceğiniz harika yerler ile son derece zenginleşmiş olan Lublin'e gidin. Lublin Kalesi'ni keşfedin ve kırların gözlenmesi için inşa edilen Trinitarian Kulesi'ne tırmanın. Kentin eteklerindeki muazzam Majdanek toplama kampına gidin.

Lublin
Krzemionki Opatowskie, Polonya'nın Ostrowiec Swietokrzyski şehrinin sekiz kilometre kuzey doğusunda bulunan Üst Jura çizgili çakmaktaşı çıkarılması için açılmış olan Neolitik ve erken Tunç Çağı çakmak taşı maden kompleksidir. UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi'nde bulunan bu maden kompleksini de vaktiniz varsa gezebilirsiniz. 

Lodz’daki Sanat Müzesi’nde, Polonya modern sanatının en zengin koleksiyonu, harika bir şekilde dönüştürülmüş üç muhteşem tarihi binada sergilenmektedir. 

Lublin'den güneye doğru yola çıkarak 'Rönesans'ın İncisi' olan mükemmel korunmuş 16. yüzyıl Rönesans kasabası Zamosc’a gidin. UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi'nde bulunan Zamosc Eski Şehri’nde yaz konserleri ve müzik festivallerine ev sahipliği yapan canlı bir meydan ve harikulade bir saat kulesi bulunmaktadır. Buradan mükemmel bir müzenin ve bombalanmayan eski bir toplama kampının bulunduğu Belzec'e kolayca gidebilirsiniz.

Zamosc
Beyaz Rusya ve Polonya arasında kalan bir bölgede bulunan Bialpwieza Ormanı, 1979 yılında Dünya Miras Alanı listesine girilen UNESCO biyosfer rezervidir. 

Gdanks 

Eskiden Danzig olarak bilinen Gdansk, kuzey Polonya'da güzel bir sahil kentidir. Şehrin çoğu II. Dünya Savaşı'ndan sonra yeniden inşa edildi, ancak yine de burada birçok tarihi yapı bulabilirsiniz. 16. yüzyıldan kalma Gotik kilisesi olan Kutsal Bakire Meryem'in Göğe Kabulü Aziz Meryem Bazilikası'nı (the Basilica of St. Mary of the Assumption of the Blessed Virgin Mary) kaçırmayın.


Gdansk’tan yola çıkarak 13. ve 14. yüzyıl başında inşa edilmiş, Avrupa’nın en büyük Gotik kalesi olarak tarihe geçmiş, UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Malbork Kalesi’ne gitmelisiniz. 

Wroclaw - Jawor - Swidnica - Muskauer Park 

Wroclaw tarihi doku ve güzellik bakımından Krakow ile yarışacak düzeydedir. Burası eski Alman şehri Breslau'ydu ve mimarisi, halen Polonya etkisi taşıyan bir Cermen lezzetini koruyor. Wroclaw'daki “Centennial Hall”, UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer almaktadır.


Avrupa’nın en büyük ahşap çerçeveli dini yapıları Jawor ve Swidnica’daki 17. yüzyılda inşa edilen Barış Kiliseleridir. 2001 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası seçilmiştir. 

Almanya ile Polonya arasında sınır teşkil eden Lusatian Neisse’de yer alan, Avrupa peyzaj tasarımının en güzel örneklerinden biri olan Muskauer Park, UNESCO tarafından 2004 yılında Dünya Mirası listesine alınmıştır.

Poznan - Torun -  Bydgoszcz - Szczecin 

Polonya Krallığı'nın bin yıl önce başladığı yer Poznan'dır ve burada birçok tarihi cazibe merkezi göreceksiniz.


Poznan'dan sonra, güzel korunmuş Gotik kasaba Toruń, kısa bir otobüs veya tren yolculuğu mesafesindedir. Büyüleyici kırmızı tuğla mimarisine ve zencefilli kurabiyelerine hayran kalacaksınız. Torun Orta Çağ Kulesi UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer almaktadır.


Torun’dan sonra Szczecin'e yeraltı tünellerine gidebilirsiniz. Bu beton tüneller 1940'larda bomba sığınağı olarak dizayn edildi ve sonra Soğuk Savaş sırasında nükleer serpinti barınağı olarak kullanıldı. Yerin 17 metre altında, II. Dünya Savaşı'ndan eserler görecek ve sığınağın savaş sırasında nasıl kullanıldığını öğreneceksiniz.

SON SÖZ

Polonya yaygın olarak Avrupa'nın az gelişmiş ülkesi olarak bilinir. Ancak Polonya’da batı ülkelerinde bekleyebileceğiniz tüm hizmetler hızlı bir şekilde gelişiyor ve bunları çok daha ucuz bir fiyatla alabiliyorsunuz. Son yıllarda keşfedilmesiyle birlikte her yıl milyonlarca turistin Polonya'yı ziyaret ettiği belirtiliyor. Eşsiz gelenekleri, dili ve trajik tarihi ile bir merak uyandırmayı başarmış. 

Tarih bilgisini derinleştirmek, seçkin sanat eserlerini ve UNESCO Dünya Kültür ve Doğal Miras Listesine giren alanları görmek için Polonya ziyaret edilecek güzel bir destinasyondur. Emin olun, merakınız ve ilgi alanınız ne olursa olsun Polonya'da görmek veya gezmek isteyeceğiniz mutlaka bir yer çıkacaktır.

0 yorum:

Yorum Gönder